Friday, Apr 19th

Last update11:34:36 AM GMT

  • Create an account
    *
    *
    *
    *
    *
    Fields marked with an asterisk (*) are required.

Toplum, Kadın ve Erkekten Oluşur

  • PDF

Başka bir ifade ile “toplumu kadın ve erkek birlikte oluşturur.”  Bu ifade doğru olmakla birlikte birçok toplumda olduğu gibi bizim toplumuzda da maalesef bu oluşum henüz gerçekleşememiştir. Kadın olması gereken noktaya henüz gelememiş birey olarak toplumdan hak ettiği rolü kapamamıştır. Kadın ve erkek cinsiyeti ile ilgili özellikler doğuştan gelmekte, zamanla içinde yaşanılan toplumun kültürü tarafından yorumlanarak yapılandırılmakta ve toplumun kadın ve erkekten beklentileri de buna göre şekil almaktadır. Ancak toplumun kadın ve erkek cinsiyetinden bu beklentisi her toplumda farklılık göstermektedir.

Toplumumuzda kadına gösterilmeyen alanlar erkekler tarafından doldurulsa da, kadın bakış açısına sahip olmamaları, kadın gibi düşünememeleri ve kısacası kadın olmamaları bu yerin asla dolduramayacağı anlamına gelmektedir. Bu durum her zaman bir boşluk oluşturacak ve bu toplumu zayıflatacaktır. Şayet kadın, erkek kadar eşit hak ve sorumluluklara sahip olsaydı bu büyük boşluklar olmayacak daha dengeli, daha mutlu ve daha refah bir topluma sahip olunacaktı. Kadın, erkekle eşit hak ve sorumluluklara “kadının güçlendirilmesi” ile sahip olabilir. Kadının güçlendirilmesi için öncelikle eğitim hayatının güçlendirilmesi gerekiyor. Aslında kadınların sosyal ve ekonomik alanda hak ettikleri yerde olamamalarının başlıca nedeni eğitimde fırsat eşitsizliğidir. Bu adaletsizlik onları gerçekten çaresiz ve yalnız bırakmaktadır.  Bu durumda kadın önüne çıkan engelleri aşarak yanlış gelenek ve göreneklerle mücadele ederek en önemlisi de kendi içindeki duvarları yıkarak başarılı olacaktır.

Ülkemizde eskisi gibi olmasa da “ben kızımı okutmam!” zihniyeti var. Bu anlayışı  “ben karımı çalıştırmam!” zihniyeti takip etmektedir. Kadının sadece evinde oturup çocuğuna bakması gerektiğini düşünen bu zihniyetin acilen değişmesi gerekmektedir. Toplumun çok zaman kaybettiği açıkça ortadayken hala bazı zihniyetlerin buna direnmesi bu konuda mücadelenin çok zorlu geçeceğine işarettir.

Bu zihniyet kadınların eğitim hayatlarının tamamlanamaması ve iş hayatında erkekler kadar yer almaması anlamına gelmektedir. Eğer eğitim hayatlarında karşılaştıkları engellemeler bertaraf edilirse onların sosyal ve ekonomik hayata katılımları da mümkün olacaktır. Bu durumda toplum her açıdan rahatlayacak ve kadın da olması gereken noktaya gelecektir.

Toplum erkek ve kadından oluştuğuna göre kadınların aile içinde çok önemli etkileri ve tasarrufları bulunmaktadır. Aslında deyim yerindeyse aileyi kadın çekip çevirir. Zaten kadının fıtratında da böyle bir yetenek var. O halde şu sorunun cevabının bulunması gerekiyor. Toplumu ekonomik ve sosyal açıdan etkileyecek ve yönlendirecek kişilerin içinde erkekler kadar kadınlar neden yeterince temsil edilemiyor ve neden sesini duyuramıyor? Toplum ancak güçlü eğitim almış kadınlarla daha güçlü hale gelecektir. Kadın güçlü olursa toplum da devlet de güçlü olacaktır. Kadınların ekonomik hayata katılımları ancak çalışarak mümkün olacağı için onun eğitim aşamasından sonra geçeceği alan çoğunlukta çalışma hayatıdır. Kadınların çalışması toplumun çalışması bir anlamda çalışmayan boş kalan işgücünün de değerlendirilmesi anlamını taşımaktadır.

Ancak ülkemizde eğitim alan kadınlara verilen iş imkânları da maalesef onları sınırlandırarak erkeğin gölgesinde bırakmaktadır. Oysa kadına çalışma hayatında her alanda yer vermek, ona yönetici kadrolarını açmak onun potansiyelini ortaya koymasına imkân sağlamak demektir. Bu noktada erkeklerin kadınlara yer açmasını beklemek hata olur. Bunu bizzat kadının kendisinin başarması gerekecektir. Maalesef bazen kadın kendisini erkekle aynı kefeye koymakta dahi zorlanmaktadır.

Kadının çalışmasını sadece para kazanma meselesi olarak görmekte çok yanlıştır. Ayıca erkek çalışıyor diye kadının oturması gerektiğine dair bir zorunlulukta yoktur. Akıllı bir erkek karısının da kendisi gibi çalışmasını istemelidir. Bu eşinin sosyalleşerek daha mutlu olmasına aynı zamanda ekonomik olarak da aile bütçesinin büyümesine neden olacaktır. Bütün kadınların çalışmasına imkan sağlansa ülke ekonomisi de bugünkü konumundan iki kat daha fazla gelişir. Gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda Türkiye kadın konusunda ne yazık ki istenilen konuma henüz gelemedi. Profesyonel yaşamda, kamu sektöründe çalışanların içinde kadınlar var fakat dünya ile kıyaslanmayacak kadar düşük sayıdadırlar. Bugün dünya çapında şirketlerin genel müdürlük ve üst düzey yöneticilerine baktığımızda hepsinin kadın olduğunu görürsünüz. Hatta CIA’de bile üst düzey kadın yöneticiler çalışmaktadır. Demek ki Türkiye’de de kadına fırsat verilmiş olsa onlar da üst düzey noktalara gelecekler.

Ne yazık ki, Türkiye’de girişimcilerin %92-93’ü erkek. Girişimci potansiyeli taşıyan bir kadın ise ya anne-babası izin vermediği için evde oturmak zorunda, ya da kocası çocuklarına bak dediği için evde oturmak zorunda kalıyor. Bazıları da okuma yazma bilmiyor, başlangıç sermayesini nasıl bulacağını bilmiyor. Bütün bu olumsuzlukları aşmış, fikri var uygulamaya hazır, ama sermayesi yok bankaya gidiyor ama para alamıyor. Çünkü kadınlar bankaya gittiği zaman bir teminat isteniyor. Peki bugün bankaya teminat olarak gösterilebilecek malların kaçta kaçı kadınların üzerinedir hiç düşündünüz mü? Yalnızca % 9. En son bankadan da geri dönecektir. Dolayısıyla kadınları birçok noktada engelleyen faktörler var. Okuma-yazma bilme oranları düşük, çalışma hayatına katılma oranları düşük, paraya ulaşma imkânları düşük bu da doğal olarak kadınların iş hayatına katılımlarının düşük olması sonucunu doğuruyor. Bu sadece Türkiye için geçerli değil, bütün dünyada böyle. Dünya bu eşitsizliği fark ettiği için bir takım önlemler almaya başlamış bulunuyor.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, kadınların eksik bıraktığı alanların erkekler tarafından doldurulmasının mümkün olmadığı artık kabul edilmelidir. Tek kanatlı kuş nasıl uçamazsa toplumda kadınsız asla ilerleyemez.

Not: Bu yazı makale, köşe yazısı vs. gibi akademik bir yazı değildir. Sadece ders notu olarak kullanılmaktadır..

Son Güncelleme: Perşembe, 14 Nisan 2022 11:44

Bizi Takip Ediyor musunuz ?

Biz neredeyiz ?

  • Gökkuşağı Mahallesi 1104. Sok. 19/24 Balgat - Çankaya - Ankara

  • Tel: (+90) 505 8894038

www.muhder.com