Kaç kişi bunun farkında bilmiyorum ama Müslümanlar göç ediyorlar...
Her nedense bu satırı okuyan birçok insanın "Müslümanlar Avrupa veya Amerika'ya göç ediyorlar" şeklinde bir yazı yazdığımı düşünmeye başladıklarını hisseder gibi oldum.
Halbuki böyle bir şey anlatmaya niyetim yok...
İtiraf edeyim ki yakın zamanda öğrendiğim bazı şeyleri öğrenmeden böyle bir cümleyi ben de görseydim belki de aynı şeyleri düşünecektim..
Lafı fazla uzatmayayım..
Yakın zamanda İslam ülkelerinden olan bazı insanlarla görüştüm.
Bu insanların çok sıkıntılı olduklarını gördüm...
Bu insanlar "yaşadıkları ülkelerden göç etmek istiyorlardı."
Bu insanların savaş vb. gibi bazı sıkıntılardan dolayı Irak ve Suriye gibi İslam ülkelerinden göç etmek isteyen insanlar olduğunu düşüneceksiniz...
Evet! Bu nedenlerle ülkelerinden göç etmek isteyen bir çok insan olduğunu bilmeyen yok..
Ancak bu yazının konusu onlar değil.
Burada çok daha farklı bir konudan bahsedeceğim.
Birçok insanın bilmediği bir konudan..
Hatta çok şaşıracakları bir konudan..
Bu insanlar Amerika, Kanada ve Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanlar..
Ve Londra, Paris, Toronto, Sidney vb. gibi meşhur batı kentlerinden göç etmek istiyorlar.
Bu insanların maddi durumları iyi..
Ya ailece göç ediyorlar veyahutta çocuklarını bırakıp geri dönüyorlar...
Peki! Bu insanlar neden göç etmek istiyorlar?
Demokrasinin beşiği olarak gösterilen bu ülkelerde can güvenliklerinin olmadığını düşünüyorlar..
Peki! Bu insanlar nereye göç etmek istiyorlar?
İşte! Verilen cevaba çok şaşıracaksınız.
Türkiye'ye gelmek istiyorlar.
Evet! Bu insanlar başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok Türk kentine göç ediyorlar...
İstanbul ve Ankara'dan ev satın alıyorlar veyahutta kiralıyorlar..
Peki! Türkiyeyi neden tercih ediyorlar?
Türkiyeyi "güvenli bir liman" belki de "son kale" olarak görüyorlar...
Sanki Armageddon savaşından kaçıyorlarmış gibi tedirginler...
Bunlar Batı'nın yüzündeki maskenin düştüğünü, kendilerini büyük bir tehlikenin beklediğini anladıklarını söylüyorlar.
Batının hedefinin Müslümanları yok etmek olduğunu düşünüyorlar.
Bunu da saf Müslümanları kullanarak ve bizi birbirimize kırdırtarak yaptıklarını ifade ediyorlar. Batıda yaşadıklarını, evlerinin, işlerinin veyahutta iş yerlerinin olduğunu, rahat ve müreffeh bir hayatlarının olduğunu ancak gelecekten umutlu olmadıklarını söylüyorlar. Kendileri ve aileleri için çok korktuklarını dile getiriyorlar. Batı TV'lerinde alenen İslamın ve Müslümanların karalandığını belirtiyorlar. Bazıları da çocuklarının bu söylemlerden çok etkilendiğini ve İslamiyetten uzaklaştığını haykırıyorlar...
Tabii ki Batıda yükselen İslamofobik söylemler bu kanaati pekiştiriyor.
Batı kendi kontrolünde tuttuğu (veya tutamadığı) medya ile kendini deşifre ediyor. İnternet ve sosyal medya ile insanlar olanı biteni an be an izliyorlar. Dolayısıyla kimin amacının ne olduğunu da kısa zamanda anlıyorlar.
Batının ve özellikle ABD'nin son Irak ve Suriye'nin bölünmesi esnasında oynadığı rolü de unutmamak gerekir.
Şimdi! Daha ilginç ve yüreğimizi acıtacak bir konudan bahsedeceğim...
Türkiye son yıllarda ortaya koyduğu daha önce görülmemiş "kişilikli dış politikayla" İslam dünyasının adeta umudu oldu...
Bu bizim hoşumuza gidiyor ancak Türkiye bu sorumluluğu taşıyabilecek mi?
İşte! Bunu yakın zamanda test etme imkanı ortaya çıktı...
Cemal Kaşıkçı olayı herkesin malumu...
Kaşıkçı Türkiye'ye göç etmek isteyenlerden sadece birisi..
İstanbul Zeytinburnu'ndan ev aldığını TV'lerden öğrendik.
Yakın geçmişte TV'lere verdiği beyanatlara baktığımızda yüreğimiz burkuluyor...
Böyle güzel bir insan olamaz..
Bir Türk dostu...
Bir Türkiye sevdalısı...
Milyonlarca dolar verseniz Kaşıkçı kadar Türkiye'nin reklamını yapamazsınız...
Ortadoğu uzmanı ve Ortadoğunun Türkiye ile yakınlaşması için adeta haydut krallarla (Rogue Kings) savaşıyor...
Amerika'ya gidiyor...
Avrupa'ya gidiyor...
Ancak onların güvenilmeyeceğini anladığı için Türkiye'ye sığınıyor adeta...
Peki! Türkiye kendi ülkesine sığınmış bu Türkiye sevdalısını koruyabildi mi?
Daha da kötüsü...
Böyle bir insanın ülke olarak farkında mıydık?
Bu insanı bize daha önce neden tanıtmadılar?
Bu insana Türk istihbaratı neden kucak açmadı, kanat germedi?
Daha da önemlisi Kaşıkçının öldürülmesiyle -satılık ve aşağılık olmayan- her Türk evladının yüreğini kanatan bu yara nasıl iyileşecek?
Bu yazıyı bazı sorularla bitireyim:
Sizce Kaşıkçı neden öldürüldü?
Bunu başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, Kaşıkçı neden Türkiye'de öldürüldü?
Acaba Müslümanların Türkiye'ye duyduğu bu güven ve teveccühün yıkılması için mi?
Batı ülkelerinden umudunu kesip Türkiye'ye göç eden Müslümanları durdurmak için mi?
Türkiye'ye güvenenlerin sonu böyle olur demek için mi?
Sizi çok güvendiğiniz Türkiye de koruyamayacak demek için mi?
Peki! Sizce Kaşıkçı'nın katillerine ulaşılacak mı?
Yoksa bir müddet sonra herkes bu olayı unutacak mı?