Wednesday, Jul 03rd

Last update12:45:09 PM GMT

  • Create an account
    *
    *
    *
    *
    *
    Fields marked with an asterisk (*) are required.

Erol Güngör'e göre İslamın Bugünkü Meseleleri

  • PDF

Erol Güngör, Türk düşünce hayatında milli ve manevi değerlere büyük önem veren bir düşünür olarak tanınır. Onun çalışmaları, Türkiye'nin sosyal ve kültürel yapısını analiz etmekte ve Türk toplumunun modernleşme sürecinde karşılaştığı çeşitli zorluklara çözümler önermekte büyük bir yer tutar. Güngör, Batılılaşma sürecinin Türk toplumu üzerindeki etkilerini eleştirel bir bakış açısıyla değerlendiren bir yazar olarak bilinir. Ona göre, Batılı değerlerin kritik bir gözle değerlendirilmesi ve yerli ve milli değerlerle dengelenmesi gerekmektedir. Bu, Türk toplumunun kendi kültürel kimliğini koruyarak modernleşmesinin önemli bir parçasıdır. Güngör, Batıcılık eleştirilerini, milli kimlik ve bağımsızlık bilincinin korunması gerekliliğini vurgulayarak yapar ve Türkiye'nin sosyal ve kültürel özgünlüğünü ön plana çıkarır. Güngör'ün düşüncesinde milli ve manevi değerler, toplumun yapısını sağlamlaştıran ve bireylerin bir arada uyum içinde yaşamasını sağlayan temel taşlardır. Onun görüşlerine göre, bu değerler yalnızca tarihi ve kültürel geçmişi yansıtmaz, aynı zamanda günlük yaşamda bireylerin karşılaştığı sorunlara çözüm bulmada da işlevsel bir role sahiptir. Bu değerler, toplumu bir arada tutan ve toplumsal dayanışmayı pekiştiren unsurlar olarak işlev görür. Güngör'ün düşüncesini özel kılan, onun bu değerleri birbirinden bağımsız değil, birbirini destekleyen ve tamamlayan yapılarda görmesidir. Bu anlayışa göre, milli ve manevi değerler bir arada ele alındığında toplumsal huzur ve bireysel memnuniyet sağlanabilir. Güngör, bu tür bir yaklaşımın, toplumun karşılaştığı meselelere milli ve yerel çerçeveden bakarak çözüm üretmeye yardımcı olacağını savunur.

Erol Güngör'ün kültür ve medeniyet üzerine düşünceleri, modernleşme ve küreselleşme süreçlerinin etkileri üzerine derinlemesine bir eleştiri sunar. Güngör, yeniliğe ve teknolojik ilerlemeye karşı değildir; ancak onun eleştirileri, bu süreçlerin toplumların geleneksel kültürlerini ve kimliklerini nasıl erozyona uğratabileceği konusuna odaklanır. Bu bağlamda, modernleşmenin sadece maddi kalkınmayı değil, aynı zamanda manevi kalkınmayı da içermesi gerektiğini savunur. Güngör'e göre medeniyet, yalnızca teknolojik ve ekonomik ilerlemelerle değil, ahlaki ve manevi değerlerin güçlenmesiyle ölçülmelidir. Bu, bireylerin ve toplumların daha fazla materyalist ve bireyci hale gelmesi riskini dengeleyen bir yaklaşımdır. Güngör, toplumların sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için, maddi gelişmeler kadar manevi ve ahlaki değerlerin de önemli olduğunu vurgular.

Onun düşüncelerinde ahlaki ve manevi kalkınma, modern dünyada giderek daha fazla yitirilen değerlerin korunması ve yeniden canlandırılmasını içerir. Güngör, özellikle Türk toplumunun kendi kültürel değerlerini korumasının ve bunları gelecek nesillere aktarmanın önemini vurgular. Bu, toplumsal huzur ve bireylerin manevi tatminini sağlama yolunda kritik bir adımdır. Erol Güngör'ün kültür ve medeniyet üzerine görüşleri, toplumun maddi başarılara odaklanırken manevi ve ahlaki boyutları ihmal etmemesi gerektiğini hatırlatır. Bu düşünce, özellikle hızlı değişim ve modernleşme süreçleri yaşayan toplumlar için rehber niteliği taşır. Güngör'ün vurguladığı gibi, bir toplumun gerçek medeniyet düzeyi, sadece ekonomik göstergelerle değil, aynı zamanda ahlaki değerlerin ve manevi zenginliğin korunması ve geliştirilmesiyle ölçülmelidir.

Erol Güngör'ün modernleşme ve kültürel kimlik üzerine düşünceleri, Türkiye'nin Batılılaşma sürecine kritik bir bakış açısı sunar. Güngör, modernleşmenin kaçınılmaz olduğunu kabul ederken, bu sürecin toplumların manevi ve kültürel değerlerini nasıl etkileyebileceği konusunda derin endişeler taşır. Onun için modernleşme, bilim ve teknoloji alanlarında ilerlemenin yanı sıra, bu ilerlemelerin insanî değerler üzerindeki olası olumsuz etkilerini de içerir. Güngör'e göre, modernleşme sürecinde kültürel ve manevi değerler korunmalıdır. Bu, bir toplumun teknolojik ve ekonomik gelişimlerini kendi kültürel kimliğiyle nasıl uyumlu hale getireceğine dair bir sorudur. Güngör, bu süreçte milli kültürün güçlendirilmesi ve korunması gerektiğini savunur. Onun analizlerinde, Türk kültürünün Batılılaşma sürecinden kaynaklanan içsel ve dışsal tehditlere karşı dayanıklılığı özellikle vurgulanır.

Güngör, modernleşmenin ahlaki ve manevi boyutlara zarar vermemesi için dengeli bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini öne sürer. Bu dengeli yaklaşım, teknolojik ilerlemelerin kültürel değerlerle uyum içinde olmasını sağlayacak şekilde, toplumun her iki yönünü de gözeten bir yapılanma gerektirir. Güngör'ün düşüncelerinde, kültürel değerlerin korunması, modernleşme sürecindeki başarıyı ve toplumun bütünlüğünü sağlayan temel bir unsur olarak kabul edilir. Erol Güngör, çağdaş gelişmelere ve teknolojiye kapıları tamamen kapatmadan, Türkiye'nin kendi milli ve kültürel değerlerini nasıl koruyabileceği ve güçlendirebileceği üzerine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu, Türkiye'nin modernleşme sürecinde hem küresel standartlara uyum sağlamasını hem de kendi kültürel kimliğini muhafaza etmesini hedefler. Bu bakış açısı, kültürel çatışmaları en aza indirgeyerek, teknoloji ve kültür arasında sağlıklı bir denge kurulmasına olanak tanır.

Türkiye'nin dini ve modernleşme konularındaki yaklaşımı, genel olarak Batı'daki din anlayışlarından farklı bir seyir izlemiştir. Türkiye'de, İslam'ın toplum üzerindeki etkisi ve modernleşme süreçleri arasındaki ilişki çoğunlukla tartışma konusu olmuştur. Ancak, Türkiye'de İslam'ın baskıcı bir şekilde uygulandığına dair genel bir kanı yoktur; daha ziyade İslam, Türk toplumunun kültürel ve sosyal yapısına uyum sağlayacak şekilde yorumlanmış ve uygulanmıştır. Türkiye'de İslam'ın modernleşme sürecine engel olmadığı, hatta bazı durumlarda bu süreçlere entegre olduğu görülmektedir. Türkiye'deki dini liderler ve alimler, genellikle dini yorumları zamanın gereksinimlerine göre adapte etmeye ve modern dünyada İslam'ın nasıl bir rol oynaması gerektiğine dair yollar aramaya yönelmişlerdir. Bu, dini öğretilerin ve uygulamaların esnekliğini ve dinamik yapısını gösterir.

Özellikle Türkiye'de dindarlar, modernleşme sürecinde Batılılaşmayı reddetmekle birlikte, modernleşmenin getirdiği teknolojik ve bilimsel ilerlemeleri benimseme konusunda daha açık bir tutum sergileyebilmişlerdir. Dinin modern yaşamla uyumlu olabileceği ve modern teknolojilerin dini değerlerle çelişmeden toplumda yer alabileceği bir bakış açısı geliştirilmiştir. Bununla birlikte, bazı tabuların dini referanslarla ele alınması, toplumda yanlış algıların oluşmasına neden olabilir. Bu durum, dini değerlerin modernleşme sürecine nasıl entegre edilebileceği konusunda daha geniş bir diyalog ve anlayış geliştirilmesi gerektiğini gösterir. Türkiye'nin bu konudaki deneyimleri, İslam'ın ve modernleşmenin birbirleriyle uyumlu hale getirilebileceği, dinin esnek yorumlanabilirliğinin modern toplumların gereksinimlerine cevap verebileceğini örnekler.

Erol Güngör'ün düşüncelerinde, modernliğin İslam'la uyumlu olabileceği ve hatta bu uyumun İslam alimlerinin kıyas ve içtihat yeteneklerine bağlı olduğu vurgulanır. Güngör, modern yaşamın gerektirdiği adaptasyonları kabul ederken, İslam'ın temel öğretilerinden ödün verilmesine karşı çıkar. Bu, onun düşüncelerinde dini ve kültürel kimliğimizi korurken çağdaş gelişmeleri nasıl entegre edebileceğimizi gösterir. Güngör'ün sosyal psikoloji ve düşünce alanındaki çalışmaları, toplumsal değerler ve ahlak üzerine yoğunlaşır. Bu bağlamda, modernleşme sürecinde karşılaşılan ahlaki ve değer kaybı problemlerine dikkat çeker ve bu sorunlara çözüm arayışında bulunur. Güngör, toplumun içinde bulunduğu sıkıntılı durumlardan kurtulabilmesi için kültürel, ahlaki ve dini değerlerin korunması ve güçlendirilmesi gerektiğine inanır.

Özellikle Türkiye gibi dinin sosyal hayatta önemli bir yer tuttuğu bir ülkede, Güngör'ün bu yaklaşımı modern yaşamla dindar bir yaşam arasında denge kurmayı amaçlar. Ona göre, bu iki yaşam biçimi karşıt değil, birbirini tamamlayabilir. Güngör'ün vurguladığı gibi, çağın gereksinimlerine uyum sağlamak, aynı zamanda İslam'ın özünden taviz vermeden mümkün olmalıdır. Bu yaklaşım, Türkiye'de ve dünya genelinde İslam'ın modern yaşam içinde nasıl bir yer bulabileceği konusunda önemli bir perspektif sunar.

Erol Güngör, Türk düşünce dünyasına özgün bir katkı sağlamış bir sosyal psikolog ve düşünürdür. Onun çalışmaları, felsefe, psikoloji ve sosyoloji gibi disiplinler arası bir yaklaşımla şekillenmiştir (Güngör, 1997,s. 62), bu da ona toplumsal ve kültürel meselelere çok yönlü bir perspektiften bakma imkânı tanımıştır. Güngör'ün düşünceleri, hem derin tarihsel ve kültürel bilgilerle beslenmiş hem de modern sosyal bilimlerin analitik araçlarıyla zenginleştirilmiştir.

Güngör, kendinden önce gelen düşünürlerin fikirlerinden etkilenmiş olmasına rağmen, bu fikirleri kendi döneminin sosyal ve kültürel bağlamı içinde yeniden yorumlamıştır. Bu süreçte, özellikle Türk toplumunun karşılaştığı modernleşme ve kimlik meselelerine odaklanmış, bu sorunlara dair özgün çözümler ve yaklaşımlar geliştirmiştir. Güngör'ün düşüncelerinde, tasavvuf ve manevi değerler modern toplumun ihtiyaçlarına uygun bir şekilde ele alınmış ve pratik bir çerçevede yeniden değerlendirilmiştir.

Güngör'ün fikirlerinde dikkat çeken bir diğer yön, eski ile yeni, halk ile aydınlar arasında bir köprü kurma çabasıdır. Onun çalışmaları, geleneksel İslami ve Türk kültürel değerleri çağdaş bir bakış açısıyla sentezlemeyi amaçlar. Bu sentez, Türkiye'nin modernleşme sürecinde karşılaştığı zorluklarla başa çıkmada önemli bir rol oynar. Özellikle, Güngör'ün sosyal psikoloji alanındaki bilgisi, onun toplumun kültürel ve manevi yapısını anlamasını ve bu yapının nasıl korunup geliştirilebileceğine dair somut önerilerde bulunmasını sağlamıştır. Bu bakış açısı, onun Türk düşünce hayatında önemli bir figür olmasının yanı sıra, toplumsal sorunlara pratik çözümler sunabilen bir düşünür olarak da anılmasına olanak tanımıştır.

Güngör'ün düşünceleri, Türkiye'de ve genel olarak İslam dünyasında modernleşme, kimlik ve kültürel değerler üzerine yapılan tartışmalarda hâlâ geçerliliğini korumaktadır. Onun eserleri, hem akademik çevrelerde hem de daha geniş kitleler arasında, kültürel ve manevi değerlerin modern dünyada nasıl muhafaza edilebileceği konusunda önemli bir kaynak olarak değerlendirilmeye devam etmektedir.

Erol Güngör'ün "İslam Tasavvufunun Meseleleri" adlı eseri, tasavvufun İslam içindeki yerini ve modern Türk toplumu için olan önemini tartışırken, tasavvufu iki ana başlık altında ele alır. Güngör, tasavvufun otantik ve güncellenmiş bir anlayışının, Türk toplumunun ihtiyaçlarına nasıl uyum sağlayabileceğini inceler ve bu bağlamda İslami tasavvuf geleneğinin büyük temsilcileri olan Gazali, İbn Arabi ve Mevlana'nın düşüncelerinin, çağdaş bir bakış açısıyla yeniden yorumlanmasının gerekliliğini vurgular. Güngör, bu düşünürlerin tasavvuf anlayışını, onların özgün metinlerine dayanarak ve onların manevi mirasını modern zamanların sorunlarına cevap verecek şekilde uyarlayarak, Türk toplumuna yeni bir formda sunulması gerektiğini savunur. Onun için gerçek tasavvuf, bu tür bir yenileme ve güncelleme sürecinden geçerek toplumun manevi ihtiyaçlarını karşılayan bir yapıya kavuşabilir.

Diğer yandan Güngör, günümüz tasavvuf anlayışının ve tarikat yapılarının eleştirisini de yapar. Temel tasavvuf metinlerinin vasıfsız kişilerce yanlış tercüme edilmesi veya yanlış yorumlanması sonucunda ortaya çıkan, çıkar gruplarının iktidar peşinde koştuğu ve insanları istismar eden bir yapıya dönüşen tarikat yapılarına karşı çıkar. Güngör, bu tür yapıların tasavvufun özüne zarar verdiğini ve İslami değerlerle bağdaşmadığını belirtir. Güngör'ün bu yaklaşımı, İslami tasavvufun hem tarihi önemini korumasını hem de modern dünyaya ilgi duymasını sağlama amacını taşır. Onun düşünceleri, tasavvufun aslına uygun bir şekilde yorumlanması ve uygulanması gerektiği, ancak bunun da çağın gereksinimlerine uygun olarak dönüştürülmesi gerektiği yönündedir. Bu bağlamda, Güngör'ün tasavvufa yönelik eleştirileri ve önerileri, Türk toplumunda dini ve manevi meselelerin daha sağlıklı bir şekilde ele alınmasına katkıda bulunabilir.

Bizi Takip Ediyor musunuz ?

Biz neredeyiz ?

  • Gökkuşağı Mahallesi 1104. Sok. 19/24 Balgat - Çankaya - Ankara

  • Tel: (+90) 505 8894038

www.muhder.com