ATAERKİL HAFIZANIN DİLDEKİ İZLERİ

Kadına yönelik şiddet yalnızca fiziksel ya da hukuki düzeyde değil; dil, kültürel anlatılar ve toplumsal hafıza aracılığıyla da üretilmekte ve kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır. Türkiye’de nesiller boyunca dolaşımda olan birçok atasözü, kadın bedeni ve kimliği üzerinde doğrudan ya da dolaylı biçimde baskı ve şiddeti meşrulaştıran kültürel kodlar içermektedir. Bu söylemlerin eleştirel bir yaklaşımla incelenmesi, toplumsal cinsiyet...

Böcek Gibi Hissetmek

Bu Sabah Neden Böcek Gibi Uyandım? Amerika'nın İran'ı bombaladığını duyduğumda kahvemi yudumluyordum. O sırada kolumda bir karınca gezinmeye başladı ve hemen ardından televizyondan bir “vızzt” sesi yükseldi. Karınca korkuyla kaçtı. Ben ise durdum, düşündüm. Kendimi garip bir şekilde yabancı hissettim. Acaba bir vatandaş mıydım, yoksa sadece dünyadaki olaylara bakıp hiçbir şey yapamayan bir seyirci mi? Kafka’nın...

Tanrı Tapu Verir mi?

İsrail’in Vaadedilmiş Topraklar İddiası Üzerinden Bir Gerçeklik Sorgusu Mitoloji mi, Tarihsel Hak mı, Politik Meşrulaştırma Aracı mı?“Tanrı bu toprakları bize verdi.”Bu cümle, yalnızca bir inanç bildirimi midir, yoksa binlerce yıldır süren mülkiyet iddialarının ideolojik dayanağı mı? İsrail’in modern devlet inşasında ve Filistin toprakları üzerindeki iddialarında bu söylem ne ölçüde belirleyici olmuştur? Peki, bu retoriğin bedelini kimler...

Osmanlı’da Çevirilerin Batılılaşmadaki Rolü

Voltaire, Yıldız Sarayı’nda mıydı?

Osmanlı entelijansiyasının Batılı düşünceyle teması yalnızca Batı hayranlığıyla açıklanamaz. Nitekim II. Abdülhamid’in Yıldız Sarayı’ndaki özel kütüphanesinde Voltaire, Rousseau ve Montesquieu gibi Fransız Aydınlanması’nın kilit figürlerinin eserlerinin bulunması, dönemin yöneticilerinin entelektüel merakının sınırlarını gözler önüne serer. Bu ilgi, yalnızca bilgi edinme amacı taşımaktan öte, Batılı paradigmalara karşı bir pozisyon belirleme arayışıydı. Modernleşme...

Mehdi Nerede? Kurtarıcı Beklentisinin Tarihsel ve Psikolojik Anatomisi

“Bir ses yükselecek Doğudan... Ve zalimler saltanatını yitirecek.” Bu kadim söz, her toplumsal çöküşte, her büyük yıkımda yeniden yankılanır. İnsanlık tarihinin en trajik dönemlerinde hep aynı sorunun yankısı duyulur: “Mehdi nerede?” Bu soru, yalnızca bir merak değil; aslında derin bir varoluşsal boşluğun sesidir.

Neden Hep Bir Kurtarıcı Bekliyoruz?

Tarihin dönüm noktaları, insanlık için aynı zamanda hayal kırıklıklarının...

Hristiyanlıkta Mesih Beklentisi

"O Ne Zaman Gelecek? Neler Yapacak?" Kudüs’ten Yükselecek Bir Ses: Mesih’in İkinci Gelişi ve Dünyayı Bekleyen Son Hristiyan inancının en derin beklentisi, Mesih’in yeniden yeryüzüne dönüşüdür. Peki bu beklenen kurtarıcı nerede belirecek? Ne zaman gelecek? Ve en önemlisi, dünyayı nasıl bir gelecek bekliyor? İşte Hristiyan eskatolojisinin (son zaman öğretisi) şaşırtıcı kehanetleri…

1. Mesih Nerede Ortaya Çıkacak?

"Kudüs’teki Kutsal...

YAHUDİLERİN MESİH BEKLEYİŞİNİN TARİHÎ VE TEOLOJİK BOYUTLARI

Tarih Boyunca Süren Bir İnanç: Mesih Bekleyişi

Yahudi tarihi, büyük acılar ve direnişlerle örülü olduğu kadar, derin bir kurtuluş umuduyla da şekillenmiştir. Bu umudun merkezinde, kuşaklar boyunca aktarılan Mesih (Maşiah) inancı yer alır. Kutsal metinlerdeki ifadeler, bu beklentinin yalnızca dini değil, aynı zamanda tarihî ve toplumsal bir boyutu olduğunu gösterir. Tanah'ta yer alan bir vaat, bu beklentinin temelini...