Cennet Vaadiyle Hançer, Cihat Sloganıyla Kurşun

Birisi 11. yüzyılda yaşandı, diğeri 21. yüzyılda. Ama senaryo aynıydı. Sadece hançer yerini Glock’a, Alamut Kalesi yerini Ankara sanat galerisine bıraktı. Tarih: 1092. Selçuklu’nun kudretli veziri Nizamülmülk, derviş kılığında yaklaşan biri tarafından hançerlenerek öldürüldü. Suikastçı ne kaçtı ne de korktu. "Bu eylem Allah'ın talebiydi!" diye bağırdı. Adı Tahir’di. Hasan Sabbah’ın “fedaisi”ydi. Onun için bu suikast bir...

Yahudiler Her Şeyin Arkasında mı?

Mitoloji, Müdahale ve Modern Anlatılar Arasında Dinler Tarihi

Salt Lake City'den Notlar Utah çöllerinin kavurucu sessizliğinde yankılanan bir soru vardı: Mormonlar gerçekten kayıp İsrailoğulları mıydı? 2002 yılının yazında, Amerika’nın dinî hafızasında benzersiz bir yere sahip Utah’ta bir saha araştırması yürütüyordum. Gözlerimin önünde yükselen dev Mormon tapınakları, bana yalnızca bir mezhebin değil, bir kimlik inşasının ve tarihin bilinçli...

Korku Kültürü

Giriş: Bir Zihniyetin Anatomisi

Bazı anılar vardır ki toplumsal reflekslerin ne kadar derine işlediğini gözler önüne serer. Çocukluğumda yaşadığım bir olay buna çarpıcı bir örnektir: "Köyde yaz günlerinden birinde, jandarma arabası köy yolunda görününce Osman Amca aniden ot yığınının altına saklandı. Çocuk aklımla jandarmayla onun davranışını ilişkilendirmiş olmalıyım ki afacanlıkla, 'Osman Amca burada!' diye bağırdım....

İmam Gazâlî’nin Te’vil Anlayışı: Şer‘î Sınır ile Bâtınî Keyfîlik Arasında Epistemolojik Bir Gerilim

Klasik İslâmî düşünce geleneğinde te’vil, nassların derunî anlamlarını kavrama çabası olarak meşru bir yöntem olarak kabul edilmiştir. Ancak bu yöntemin sınırları, her dönemde metodolojik ve itikadî tartışmalara konu olmuştur. İmam Gazâlî (ö. 1111), el-Mustazhirî risalesinde Nizârî İsmâilîlerin bâtınî te’vil anlayışını eleştirerek, Sünnî gelenekte kabul gören sınırlandırılmış ve delile dayalı yorum modelini teorik olarak temellendirir.

İmam Gazâlî’nin Haşhaşîlik Eleştirisi:Epistemolojik Kırılma ve Siyasî Teoloji Arasında Bir Hesaplaşma

İslam düşünce tarihinin en keskin zekâlarından İmam Gazâlî (ö. 1111), Fedâihü’l-Bâtıniyye adlı eserinde Nizârî İsmâilîliği (Haşhaşîlik) hem teolojik hem de siyasal düzlemde sistematik olarak eleştirir. Ona göre bu hareket, sadece heterodoks bir mezhep değil; aynı zamanda İslam’ın epistemik temellerini altüst eden ve siyasi şiddeti dinîleştiren radikal bir sapmadır.

I. Eleştirinin Özü: İmamet Doktrininin Epistemolojik Krizi

Gazâlî’nin temel itirazı, Nizârîlerin “masum imam” anlayışıyla İslam’ın iki aslî kaynağını –Kur’an ve...

I SEE GAZA

Bugün Gazze’de bir çocuk daha öldü. Adı Ali’ydi. Beş yaşındaydı. En sevdiği oyuncak, enkaz altında parçalanmış bir plastik arabaydı. Onun hikâyesi, bu “çatışma”nın ne ilk ne de son kurbanı olacak. Ancak yaşananlar, basit bir savaş değil; uluslararası hukukun, insan haklarının ve ahlakın askıya alındığı bir yok oluş süreci.

1. Rakamların Ardındaki İnsanlık Dramı

BM verilerine göre, 7...

Gazâlî’nin Masum İmam İtirazı: Aklın İsyanı

“Bir imam düşünün: Hiç hata yapmaz. Her söylediği mutlak doğrudur. Her dediği sorgusuz kabul edilmelidir. Peki ya akıl? O da kim oluyor?” Tarih boyunca akıl ile otorite arasındaki gerilim hiç dinmedi. Biri soru sormak ister, diğeri susturmak. Biri delil peşindedir, diğeri dogmanın. Bu gerilim hattının tam ortasında, 11. yüzyılda bir figür yükseldi: İmam Gazâlî. Onun...