Yahudilikte Mesih ve Vadedilmiş Topraklar İnancı

Yahudilikte Mesih ve Vadedilmiş Topraklar İnancı

YAHUDİLİKTE “MESİH” KAVRAMI

Yahudi kaynaklarında Mehdi (Mesih) kavramı, İslam’daki Mehdilik anlayışından farklıdır, çünkü Yahudilikte “Mesih” kavramı merkezi bir rol oynar. “Mesih” (İbranice: מָשִׁיחַ, Maşiah), “meshedilmiş” anlamına gelir ve kutsal yağ ile kutsanmış olan kral, peygamber ya da rahip anlamına gelir. Yahudi kaynaklarında Mesih’in gelecek zamanlarda İsrail’e kurtuluş getireceği, Tanrı’nın vaatlerini yerine getireceği bir figür olduğu anlatılır. Yahudi Mesih anlayışında, dünya sonu beklentisiyle bağlantılı bir kurtarıcıdan ziyade, dünya üzerinde Tanrı’nın adaletini ve barışını tesis edecek bir liderden bahsedilir.

Mehdilikle ilgili Yahudilik kaynaklarındaki bazı önemli noktalar şunlardır:

1. Davud Soyundan Gelen Bir Kral: Yahudi kaynaklarına göre, Mesih, Kral Davud’un soyundan gelen bir kişi olacaktır. Bu figür, Tanrı tarafından gönderilecek ve İsrail’i düşmanlarından kurtararak Tanrı’nın egemenliğini kuracaktır. Mesih, aynı zamanda dünya barışını sağlayacak bir lider olarak tanımlanır.

2. Dünyanın Yeniden Düzenlenmesi: Yahudilikte Mesih’in gelişiyle birlikte dünya Tanrı’nın iradesine uygun olarak yeniden düzenlenecek, adalet ve barış sağlanacaktır. Bu yeni dönemde savaşlar sona erecek, milletler arasındaki anlaşmazlıklar çözülecek ve dünya genelinde Tanrı’ya ibadet eden bir toplum oluşacaktır.

3. Musa’nın Yasalarına Dönüş: Yahudi eskatolojisinde Mesih, İsrail halkını bir araya toplayacak ve onları Tanrı’nın yasalarına tam bir bağlılıkla yaşatacaktır. Bu süreçte, İsrail halkı Kutsal Topraklar’a dönecek ve yeniden tapınağın inşası sağlanacaktır.

5. Gelecek Zaman ve Dünya: Yahudi literatüründe Mesih’in gelişi, “Olam Ha-Ba” (gelecek dünya) kavramıyla ilişkilidir. Olam Ha-Ba, Mesih’in gelişiyle başlayacak yeni bir dönemi ifade eder ve bu dönem Tanrı’nın mutlak egemenliğinin ve barışın hâkim olduğu bir zaman dilimi olarak tanımlanır.

Yahudi kaynaklarında Mesih ile ilgili bu anlatılar, İslam’daki Mehdilik kavramıyla bazı benzerlikler taşısa da, özellikle kavramın kökenleri, görevleri ve beklenilen sonuçlar açısından belirgin farklar mevcuttur. Yahudilikte Mesih daha çok dünya üzerinde bir kral ve kurtarıcı olarak görülürken, İslam’da Mehdi, kıyamet alametlerinden biri olarak ortaya çıkan dini bir kurtarıcıdır.

MESİH NE ZAMAN GELECEK?

Yahudilikte “Mesih” (Maşiah) ne zaman geleceği konusunda net bir tarih veya kesin bir zaman dilimi verilmemiştir. Yahudi dini geleneği ve kutsal metinlerde, Mesih’in gelişi Tanrı’nın planına bağlıdır ve insanlar tarafından tam olarak öngörülemez. Bununla birlikte, Mesih’in gelişine dair bazı belirtiler ve olaylar Yahudi literatüründe yer alır, fakat bunlar kesin bir zaman vermekten ziyade bir süreç olarak anlaşılır. İşte Mesih’in gelişine dair temel görüşler:

1. Tanrı’nın İradesine Bağlıdır:

Yahudi eskatolojisinde Mesih’in geliş zamanı tamamen Tanrı’nın iradesine bağlıdır ve insanlar bu zamanı bilemez. Talmud’da (Sanhedrin 97a), Mesih’in geliş zamanını hesaplamanın yasak olduğu belirtilir. Çünkü bu olay ilahi bir sırdır ve yalnızca Tanrı’nın bildiği bir zamandır.

2. Dünyanın Durumu ve Ahlaki Düzey:

Yahudi geleneklerinde, Mesih’in gelişi için dünya toplumunun belirli bir ahlaki düzeye ulaşması gerektiği inancı vardır. Ancak bu düzey iki şekilde anlaşılır:

· Ahlaki çöküş: Bir görüşe göre, dünya kötülüğün doruğuna ulaştığında ve ahlaki çöküş yaşandığında, Tanrı Mesih’i göndererek insanları kurtaracaktır. Bu durum bazen “Mesih’in doğum sancıları” (Hevlei Maşiah) olarak adlandırılır ve büyük sıkıntı dönemlerinin ardından Mesih’in geleceği ifade edilir.

· Ahlaki yükseliş: Diğer bir görüşe göre, insanlar Tanrı’nın emirlerine tam anlamıyla bağlılık gösterip ahlaki bir yükseliş sergilediğinde, Tanrı Mesih’i gönderecektir. Yani, insanların tövbe edip Tanrı’ya dönmesi ve iyi bir yaşam sürmeleri bu süreci hızlandırabilir.

3. İsrail Halkının Birleşmesi:

Mesih’in gelişiyle ilgili bir diğer işaret, Yahudi halkının dünyanın dört bir yanından toplanıp kutsal topraklara dönmesidir. Yahudi kaynaklarına göre, Mesih döneminde İsrail halkı, sürgünde oldukları yerlerden geri dönecek ve Kudüs’te birleşecek.

4. Tapınağın Yeniden İnşası:

Mesih’in gelişiyle birlikte Kudüs’teki Üçüncü Tapınak’ın inşa edileceği de Yahudi kaynaklarında belirtilir. Bu olay, Mesih’in dönemiyle ilişkilendirilen önemli bir gelişmedir. Tapınağın yeniden inşa edilmesi ve Tanrı’ya yeniden kurbanların sunulması Mesih döneminin başlangıcına işaret eder.

5. Barış Dönemi ve Adaletin Hâkimiyeti:

Mesih’in gelişiyle birlikte dünya genelinde bir barış ve adalet dönemi başlayacaktır. Milletler arasında savaşlar sona erecek, Tanrı’nın adaleti yeryüzünde tam anlamıyla hâkim olacaktır. Bu dönemde İsrail halkı refah içinde yaşayacak, dünya genelinde bir birlik ve barış ortamı oluşacaktır.

6. Her An Gelebilir İnancı:

Yahudi geleneğinde Mesih’in her an gelebileceği inancı da önemli bir yer tutar. Bu nedenle, dindar Yahudiler her zaman Mesih’in gelişine hazırlıklı olmayı vurgularlar. Mesih’in geliş zamanı bilinmese de, bir Yahudi’nin Mesih’in her an gelebileceği bilinciyle yaşamı sürdürmesi gerektiğine inanılır. Özetle, Yahudilikte Mesih’in geliş zamanı hakkında kesin bir bilgi yoktur, ancak bu olay Tanrı’nın planı çerçevesinde, insanların ahlaki durumu ve dünya düzeniyle ilişkilendirilir. Yahudi eskatolojisinde Mesih’in gelişi büyük bir umut ve bekleyişle özdeşleşir, ancak bu bekleyiş insan bilgisiyle tam olarak belirlenemez.

MESİH HANGİ BÖLGEYE GELECEK?

Yahudilikte “Mesih” (Maşiah) kavramı, belirli bir coğrafyayla yakından ilişkilendirilmiştir ve Yahudi eskatolojisine göre Mesih, özellikle İsrail topraklarına gelecek ve orada kurtuluşu başlatacaktır. Bu bağlamda, Mesih’in geliş yeri ve göreviyle ilgili bazı önemli noktalar şunlardır:

1. Kudüs ve İsrail:

·  Yahudi inancına göre, Mesih’in gelişiyle birlikte İsrail halkı Kudüs’te toplanacaktır. Kudüs, Yahudi dininde merkezi bir öneme sahiptir; Kral Davud’un başkenti olarak kabul edilir ve Yahudi peygamberlerine göre Mesih, Davud’un soyundan gelerek Kudüs’te kral olarak hüküm sürecektir.

·  Kudüs ayrıca, Yahudi halkının bir araya geleceği yer olarak görülür. Yahudilikte “İsrail’in kurtuluşu” terimi, genellikle Kudüs’ün ve İsrail topraklarının yeniden inşa edilmesi, kutsal tapınağın (Üçüncü Tapınak) yeniden inşasıyla bağlantılıdır. Mesih’in bu tapınağı yeniden inşa edeceği inancı Yahudi literatüründe önemli bir yer tutar.

2. Tapınağın Yeniden İnşası:

·  Mesih’in gelişiyle birlikte Kudüs’teki Tapınak Dağı’nda (Har HaBayit) Üçüncü Tapınağın inşa edileceği söylenir. Bu tapınağın yeniden inşası, Yahudi inancında Mesih’in gelişinin ve Tanrı’nın halkı üzerinde egemenliğinin bir işareti olarak görülür.

·  Eski Ahit’te (Tanah), Yahudi halkının Kudüs’e dönerek tapınağın inşasına katkı sağlayacağı ve Mesih’in bu sürece liderlik edeceği anlatılır. Dolayısıyla, Mesih’in görevi sadece İsrail’i değil, dünya barışını sağlama göreviyle de ilişkilidir, ancak bu sürecin merkezi Kudüs ve İsrail olacaktır.

3. İsrail Halkının Toplanması:

·  Yahudi eskatolojisinde Mesih’in gelişi, dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Yahudi halkının İsrail’e geri dönmesiyle ilişkilendirilir. Yahudi halkı sürgünden dönecek, Mesih önderliğinde İsrail topraklarında birleşecektir. Bu durum “Galut” (sürgün) halinin sona ermesi anlamına gelir ve Yahudi halkı kutsal topraklarda barış içinde yaşamaya başlayacaktır.

4. Tüm Dünyada Barış:

·  Mesih’in görevlerinden biri de sadece İsrail ve Kudüs için değil, tüm dünya için barış ve adaleti getirmektir. Ancak bu dünya barışı, Kudüs merkezli olacaktır. Yahudi metinlerine göre, Mesih’in gelişiyle birlikte Kudüs tüm milletlerin bir araya geldiği bir yer haline gelecek, insanlar Tanrı’ya ibadet etmek için Kudüs’e akın edecektir.

5. Eschatological Rol of Jerusalem:

·  Yahudi apokaliptik kaynaklarına göre, Mesih’in dünya barışını tesis edeceği ve Tanrı’nın adaletini yeryüzüne yayacağı yer Kudüs’tür. Kudüs, Mesih döneminde Tanrı’nın iradesinin ve egemenliğinin tüm dünyaya yayılacağı merkez olarak kabul edilir.

·  Talmud ve Midraş metinlerinde Kudüs, Tanrı’nın yeryüzündeki krallığının merkezi olarak görülür ve Mesih’in yönetimi burada başlayacaktır. Kudüs’te kurulan Tanrı’nın krallığı, diğer milletler üzerinde de etkili olacaktır.

Özetle, Yahudilikte Mesih’in geleceği yer İsrail toprakları, özellikle de Kudüs şehridir. Mesih’in görevi, İsrail’i düşmanlarından kurtarmak, Yahudi halkını bir araya getirmek, Kudüs’te tapınağı yeniden inşa etmek ve Tanrı’nın yeryüzünde egemenliğini kurmaktır. Kudüs, Mesih’in bu misyonunun merkezi olarak görülür ve Yahudi halkı için hem dini hem de manevi açıdan büyük bir öneme sahiptir.

MESİH’İN GELİŞİNİ HIZLANDIRMAK İÇİN NE YAPMALIDIR?

Yahudi inancına göre, Mesih’in (Maşiah) gelişinden önce Yahudilerin yapmaları gereken bazı dini ve ahlaki yükümlülükler vardır. Bu yükümlülükler, Tanrı’nın emirlerine (mitzvot) sadık kalmak ve Mesih’in gelişine uygun bir yaşam sürmekle ilgilidir. Yahudiler, Mesih’in gelişini hızlandırmak için belirli görevleri yerine getirmeye teşvik edilirler. İşte Yahudilerin Mesih’in gelişinden önce yapmaları gerektiği düşünülen başlıca görevler:

1. Tanrı’nın Emirlerine Bağlı Kalmak (Mitzvot)

· Yahudilikte Mesih’in gelişini hızlandırmanın en temel yolu, Tanrı’nın emirlerine (mitzvot) sıkı sıkıya bağlı kalmaktır. Bu emirler, Yahudi kutsal metinlerinde yer alan 613 mitzvotu kapsar ve hem bireysel hem de toplumsal düzeyde uygulanması beklenir. Tanrı’nın emirlerine itaat, Mesih’in gelişine zemin hazırlayan önemli bir dini sorumluluktur.

· Bu mitzvotlar arasında Şabat’ı kutlamak, dua etmek, sadaka vermek, Tevrat’ı çalışmak, koşer yasalarına uymak gibi günlük yaşamı düzenleyen kurallar yer alır. Yahudi halkının bu emirleri yerine getirmesi, Tanrı’nın onlara olan vaatlerinin gerçekleşmesini kolaylaştıracaktır.

2. Tövbe ve Manevi Arınma

· Tövbe (teshuva), Mesih’in gelişini hızlandırmada kilit bir kavramdır. Yahudilikte, bireylerin hatalarından pişmanlık duyması, Tanrı’ya dönmesi ve doğru yola girmesi, Mesih’in gelmesi için gerekli bir adımdır. Talmud’a göre, Yahudi halkının tamamı tövbe ettiğinde, Mesih gelecektir (Sanhedrin 97b).

· Tövbe, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde yapılmalıdır. Bireyler yanlış davranışlarından pişmanlık duyup Tanrı’ya dönerken, toplumsal olarak da adaletsizlik ve zulümden kaçınarak bir iyilik ve barış ortamı oluşturulmalıdır.

3. İsrail Topraklarına Dönmek

· Yahudi eskatolojisine göre, Mesih’in gelişinden önce Yahudilerin İsrail topraklarına dönmesi gerektiği inancı bulunur. Bu olay, “Galut” (diaspora/sürgün) halinin sona ermesi ve Yahudilerin kendi topraklarına geri dönmesi olarak görülür.

· Bu bağlamda, Yahudilerin İsrail’e göç etmesi (Aliyah) ve kutsal topraklarda yaşamaları, Mesih’in gelişine hazırlık olarak değerlendirilmektedir. İsrail’e dönüş, Mesih döneminde birleşmiş bir Yahudi halkının temelini oluşturacaktır.

4. Birlik ve Ahlaki Düzeyin Yükseltilmesi

· Yahudi literatürüne göre, Yahudi halkı arasında birlik, sevgi ve dayanışmanın sağlanması, Mesih’in gelişine zemin hazırlayan önemli bir faktördür. Yahudi halkının iç çatışmalardan, bölünmelerden ve nefret dolu davranışlardan kaçınması gerektiğine inanılır. Bu birliğin sağlanması, Tanrı’nın inayetini çekebilir ve Mesih’in gelişine katkıda bulunabilir.

· Aynı zamanda toplumda ahlaki bir yükselişin sağlanması, adaletin ve doğruluğun hâkim kılınması da önemlidir. Toplumun genel ahlakını yükseltmek, iyilik ve merhamet ile hareket etmek, Mesih’in gelişini hızlandırmak için gerekli görülür.

5. Tapınağın Yeniden İnşası İçin Hazırlık

· Yahudi kaynaklarında, Mesih’in gelişiyle birlikte Kudüs’teki Tapınağın (Beit HaMikdash) yeniden inşa edileceği söylenir. Bazı görüşlere göre, Yahudilerin Mesih’in gelişinden önce tapınağın inşası için hazırlık yapmaları ve bu konuda bir arzuya sahip olmaları gerektiği düşünülür.

· Ancak tapınağın inşası, sadece fiziksel bir hazırlığı değil, aynı zamanda ruhsal ve manevi bir hazırlığı da gerektirir. Tapınağın yeniden inşası, Tanrı’nın huzurunun dünya üzerine yeniden tesis edilmesi olarak görülür, bu nedenle Yahudilerin bu sürece hazırlanması beklenir.

6. Dua ve Mesih’i Beklemek

· Yahudiler, Mesih’in gelişini hızlandırmak için sürekli dua etmelidirler. Geleneksel Yahudi dualarında, Mesih’in gelişini ve Tanrı’nın krallığının dünya üzerinde kurulmasını isteyen dualar yer alır. Özellikle günlük dua kitabında (Sidur) yer alan “Amida” duası, Mesih’in gelişini dile getiren özel bölümler içerir.

· Dua, sadece Mesih’in gelmesi için bir dilek olmanın ötesinde, aynı zamanda bireylerin ve toplumun manevi hazırlığını pekiştirir. Yahudilerin bu dünyada Tanrı’nın iradesini yerine getirme arzusu taşıması ve sürekli olarak bu beklenti içinde yaşamaları, Mesih’in gelişine uygun bir ruh hali yaratır.

7. Mesih’i Bekleme İnancı (İman)

· Mesih’in geleceğine inanmak, Yahudilikte temel bir inanç esasıdır. Ortaçağ Yahudi düşünürü Maimonides (Rambam), Mesih inancını Yahudi inancının on üç temel prensibinden biri olarak sayar. Maimonides’e göre, her Yahudi, Mesih’in bir gün mutlaka geleceğine kesin bir imanla inanmalı ve bu inancı her durumda korumalıdır.

Sonuç olarak, Yahudilikte Mesih’in gelmesi için Yahudilerin Tanrı’nın emirlerine bağlı kalması, ahlaki bir yaşam sürdürmesi, tövbe etmesi ve tapınağın yeniden inşası gibi yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiğine inanılır. Bu görevler, Yahudi inancında Mesih’in gelişine uygun bir zemin hazırlamanın ve bu kutsal olaya yönelik ruhsal hazırlığın önemli unsurlarıdır.

ARZ-I MEVUD HANGİ COĞRAFYAYI KAPSAR?

“Arz-ı Mevud” (İbranice: אֶרֶץ הַמּוּעָדָה – Eretz HaMuvtahat), yani “Vadedilmiş Topraklar”, Yahudilik inancında Tanrı’nın İbrahim ve soyuna vaat ettiği toprakları ifade eder. Bu kavram, Tevrat’ta (Tanah) birçok yerde geçmekte olup, özellikle Yaratılış, Çıkış, Tesniye kitaplarında detaylandırılmıştır. Vadedilmiş Topraklar’ın sınırları Yahudi kutsal metinlerinde farklı şekillerde tarif edilmiştir, ancak genel olarak bugünkü İsrail ve çevresindeki bölgeleri kapsar.

1. Tevrat’a Göre Sınırlar:

· Yaratılış 15:18-21: Tanrı, İbrahim’e “Mısır Nehri’nden (Nil) büyük nehre, Fırat Nehri’ne kadar” uzanan toprakları vaat eder. Bu vaat şu bölgelere işaret eder:

1. Batıda Mısır Nehri (Nil) ile doğuda Fırat Nehri arasında kalan topraklar.

2. Günümüzde bu alan, İsrailFilistinÜrdünLübnan ve Suriye‘nin bazı kısımlarını, ayrıca Irak‘ın Fırat Nehri’ne kadar uzanan kuzeybatı bölgelerini içerebilir.

· Çıkış 23:31: Tanrı, İsrailoğullarına sınır olarak şunları verir: “Kızıldeniz’den Filistin Denizi’ne ve çölden Fırat Nehri’ne kadar.” Bu sınır:

1. Batıda Akdeniz’e (Filistin Denizi) ve doğuda Fırat Nehri’ne kadar olan bölgeyi kapsar.

· Tesniye 11:24: “Ayak bastığınız her yer sizin olacak. Sınırlarınız çölden Lübnan’a, Fırat Nehri’nden Batı Denizi’ne (Akdeniz) kadar uzanacak.” Bu tanım da Türkiye’yi de içine alan geniş bir bölgeyi işaret eder.

2. Arz-ı Mevud’un Kapsadığı Bölgeler:

· İsrail: Bugünkü İsrail topraklarının tamamı Vadedilmiş Topraklar’ın içinde yer alır.

· Filistin: Özellikle Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nin bulunduğu bölgeler de bu toprakların bir parçası kabul edilir.

· Ürdün: Bugünkü Ürdün’ün batı ve kuzey kısımları (özellikle Şeria Nehri’nin doğusu) da Arz-ı Mevud’un bir parçası olarak kabul edilir.

· Lübnan: Kuzeyde Lübnan da bu bölgenin içine dahil edilmiştir, özellikle Lübnan’ın güney bölgeleri (bugünkü Tire ve Sayda civarı) Vadedilmiş Topraklar’ın sınırları içinde görülür.

· Suriye: Suriye’nin güneybatısındaki bazı bölgeler de bu kapsamda yer alır. Özellikle Golan Tepeleri, Tevrat’ta vaat edilen bölge olarak kabul edilir.

· Irak: Fırat Nehri’nin doğusundaki bazı bölgeler, özellikle Kuzey Irak, Arz-ı Mevud’un doğu sınırlarına işaret eder.

· Mısır: Mısır’ın doğusunda, Sina Yarımadası da Vadedilmiş Topraklar’a dahil edilebilir.

· Türkiye: Pek dile getirilmese de Akdeniz sınırları nedeniyle bu sınır içine alınabilir.

3. Farklı Yorumlar:

· Yahudi kutsal metinlerindeki Vadedilmiş Topraklar’ın sınırları farklı şekillerde yorumlanmıştır. Kimi zaman “Mısır’dan Fırat’a” kadar geniş bir alan, kimi zaman ise daha dar sınırlar tarif edilir.

· Yahudi eskatolojisinde, Mesih’in gelişinden sonra Yahudi halkının bu topraklarda yaşayacağı inancı vardır. Yahudi halkı, sürgünlerden sonra Vadedilmiş Topraklar’da birleşecek ve Tanrı’nın iradesi doğrultusunda bu topraklarda bir toplum oluşturacaktır.

4. Günümüz Siyasi Anlamı:

· Arz-ı Mevud, Yahudi dini metinlerinde büyük bir anlam taşımakla birlikte, günümüz siyasetinde de sıkça tartışılan bir konu olmuştur. Özellikle İsrail-Filistin meselesinde, bu tarihsel ve dini anlayışlar, farklı yorumlara ve siyasi tartışmalara neden olmuştur.

Sonuç olarak, Arz-ı Mevud, Yahudilikte Nil Nehri’nden Fırat Nehri’ne kadar uzanan geniş bir bölgeyi kapsar. Bu bölge, bugünkü İsrail, Filistin, Ürdün, Lübnan, Suriye ve Irak’ın bazı kısımlarını içerir. Vadedilmiş Topraklar’ın sınırları, Yahudi inancına göre Tanrı’nın İsrail halkına verdiği kutsal bir vaattir ve Yahudi eskatolojisinde önemli bir yer tutar.

YAHUDİLİKTE MESİH’İN GELİŞİ VE SONRASI: MESİANİK DÖNEM VE OLAM HA-BA

Yahudilikte Mesih’in gelişi ve sonrasında yaşanacak zaman dilimi ile ilgili net bir süre belirten bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Yahudi eskatolojisine göre Mesih’in gelişiyle birlikte dünya köklü bir değişim geçirecek ve Tanrı’nın krallığı yeryüzünde kurulacaktır. Bu dönem, genellikle “Olam Ha-Ba” (Gelecek Dünya) olarak adlandırılır. Mesih’in gelişi sonrasında kıyamet veya dünyanın sonu gibi kavramlar Yahudilikte Hristiyanlık ve İslam’daki gibi yer almaz, ancak bazı benzer temalar eskatolojik metinlerde görülür. İşte bu süreçle ilgili Yahudi inanışındaki temel unsurlar:

1. Mesih’in Dönemi (Mesianik Dönem):

·   Yahudi inancına göre, Mesih’in gelişiyle Mesianik Dönem başlayacaktır. Bu dönem, dünyada adaletin, barışın ve Tanrı’nın iradesinin hâkim olduğu bir zaman dilimi olarak tanımlanır. Bu süreçte Yahudi halkı, sürgünden dönerek İsrail topraklarında birleşecek, Kudüs’te Üçüncü Tapınak inşa edilecek ve Tanrı’ya ibadet edilecektir.

·   Mesianik Dönem, Yahudi halkı için bir kurtuluş zamanı olacaktır. İsrailoğulları düşmanlarından kurtulacak, Tanrı’nın vaatleri yerine getirilecek ve dünya üzerinde Tanrı’nın egemenliği kurulacaktır.

2. Olam Ha-Ba (Gelecek Dünya):

·   Yahudi eskatolojisine göre Mesianik Dönem, insanlığın şu anki yaşadığı dünyadan daha yüksek bir manevi düzeye geçeceği bir dönemdir. Bu dönem Olam Ha-Ba (Gelecek Dünya) olarak bilinir ve dünya düzeninde büyük bir değişiklik olacağına inanılır.

·   Olam Ha-Ba’da insanlar ruhsal bir arınma ve yükselme yaşayacak, kötülüklerin sona erdiği, barışın ve adaletin hâkim olduğu bir dünya kurulacaktır. Yahudi literatüründe, bu dönemin ne kadar süreceği veya nasıl sonlanacağı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Ancak, bu sürecin kıyamet benzeri bir sonla değil, dünyadaki düzenin Tanrı’nın iradesine uygun şekilde devam etmesiyle sonuçlanacağı düşünülür.

3. Ölümün ve Kötülüğün Sonu:

·   Mesianik Dönem’de ölümün, hastalıkların ve savaşların sona ereceğine inanılır. Talmud ve Midraş metinlerine göre, Mesih’in gelişiyle birlikte insanlar daha uzun ve barış dolu bir yaşam sürecektir. Bu dönemde insanlar arasında kardeşlik ve adalet hâkim olacak, tüm milletler Tanrı’ya ibadet etmek için Kudüs’e akın edecek.

·   Yeşaya Kitabı (Isaiah) ve diğer peygamberlerin yazılarında, bu dönemde insanlar arasında barışın hâkim olacağı, “kılıçların saban demirine dönüştürüleceği” gibi sembolik ifadeler yer alır. Bu, dünyanın fiziksel ve ahlaki olarak büyük bir iyileşme sürecine gireceği anlamına gelir.

4. Kıyamet Kavramı ve Yahudilik:

·   Yahudilikte, Hristiyanlık ve İslam’daki gibi bir kıyamet anlayışı yoktur. Yahudi eskatolojisinde, dünyanın tamamen sona ermesi yerine, dünyanın yenilenmesi ve daha iyi bir hale gelmesi düşünülür. Kıyamet yerine, dünya üzerinde Tanrı’nın adaletinin ve barışının sonsuz bir şekilde hâkim olduğu bir dönem beklentisi vardır.

·   Buna karşın bazı Yahudi mistik metinlerinde, Mesih’in gelişinden sonra ölülerin dirilişi (techiyat ha-metim) gibi olaylar da anlatılır. Bu dönemde ölüler dirilecek ve Tanrı’nın huzurunda yaşamaya devam edeceklerdir. Ancak bu süreç, kıyamet gibi dünyayı sona erdiren bir olay olarak değil, ruhsal bir dönüşüm ve yenilenme olarak anlaşılır.

5. Sonsuz Barış Dönemi:

·   Mesianik dönemin ardından, Yahudi inancına göre dünya sonsuz bir barış dönemi yaşayacaktır. Bu barış dönemi, Tanrı’nın dünyayı tamamen yönettiği, milletlerin birbirleriyle barış içinde yaşadığı bir düzen olacaktır. Mesih’in liderliğinde başlayan bu dönem, dünya için yeni bir çağın başlangıcıdır ve bu çağın bir sonu olacağına dair net bir inanç bulunmamaktadır.

·   Talmud’da (Sanhedrin 97a) Mesih’in dönemi hakkında bir görüş, bu dönemin yaklaşık 1000 yıl sürebileceğini belirtse de, bu süre kesin değildir ve sembolik anlamda kullanıldığı düşünülür. Nihayetinde, bu süreç Tanrı’nın iradesine göre devam edecektir.

6. Tarihin Sonsuzluğu ve Tanrı’nın Krallığı:

·   Yahudi inancında Tanrı’nın krallığı dünya üzerinde ebedi olarak devam edecek bir düzen olarak düşünülür. Mesih’in liderliğindeki dönemin ardından dünya üzerindeki düzen Tanrı’nın egemenliği altında sürüp gidecektir. Yahudilikte kıyamet, dünya sonu veya büyük bir yıkım gibi kavramlar yerine, Tanrı’nın adaletinin ve düzeninin ebedi bir şekilde devam etmesi inancı hâkimdir.

Yahudilikte Mesih geldikten sonra bir Mesianik Dönem başlayacak, bu dönem boyunca dünya köklü bir manevi ve fiziksel değişim geçirecektir. Dünyada adalet, barış ve Tanrı’nın iradesi egemen olacak, kötülük ve ölüm sona erecektir. Ancak Yahudilikte Hristiyanlık ve İslam’daki gibi bir kıyamet veya dünyanın sonu anlayışı bulunmamaktadır. Bunun yerine, Mesih’in gelişiyle dünya yenilenecek ve ebedi bir barış dönemi başlayacaktır.

ÖZET

Yahudilikte “Mesih” Kavramı ve Beklentiler: Vadedilmiş Topraklar, Mesianik Dönem ve Olam Ha-Ba

Yahudilikte Mesih (İbranice: מָשִׁיחַ, Maşiah) kavramı, İslam’daki Mehdilik anlayışından farklıdır. Mesih, Yahudilikte merkezi bir rol oynar ve “meshedilmiş” anlamına gelir; kutsal yağ ile kutsanmış bir kral, peygamber ya da rahip anlamını taşır. Yahudi kaynaklarına göre Mesih, gelecek zamanlarda İsrail’e kurtuluş getirecek ve Tanrı’nın vaatlerini yerine getirecektir. Ancak Mesih, dünya sonu beklentisiyle bağlantılı bir kurtarıcıdan ziyade, dünya üzerinde Tanrı’nın adaletini ve barışını tesis edecek bir lider olarak görülür.

Mesih’in Özellikleri

1.    Davud Soyundan Gelen Kral: Yahudi kaynaklarına göre, Mesih Kral Davud’un soyundan gelecektir. Bu figür, Tanrı tarafından İsrail’i düşmanlarından kurtarıp Tanrı’nın egemenliğini kurmakla görevlidir. Aynı zamanda dünya barışını sağlayacak lider olarak da kabul edilir.

2.    Dünyanın Yeniden Düzenlenmesi: Mesih’in gelişiyle birlikte dünya, Tanrı’nın iradesine uygun olarak yeniden düzenlenecek; adalet ve barış sağlanacaktır. Bu dönemde savaşlar sona erecek, milletler arasındaki anlaşmazlıklar çözülecek ve dünya genelinde Tanrı’ya ibadet eden bir toplum oluşacaktır.

3.    Musa’nın Yasalarına Dönüş: Mesih, İsrail halkını bir araya toplayıp onları Tanrı’nın yasalarına uygun yaşamaya yönlendirecektir. Bu süreçte, Yahudi halkı kutsal topraklara dönecek ve Kudüs’te tapınağın yeniden inşası sağlanacaktır.

4.    Olam Ha-Ba (Gelecek Dünya): Mesih’in gelişiyle başlayacak bu yeni dönemde Tanrı’nın mutlak egemenliği ve barış hâkim olacaktır. Olam Ha-Ba, Mesih’in gelişiyle birlikte başlayacak ve insanlar arasında manevi bir yükselişin gerçekleşeceği, kötülüklerin sona ereceği bir zaman dilimi olarak tanımlanır.

Mesih Ne Zaman Gelecek?

Yahudilikte Mesih’in ne zaman geleceğine dair net bir bilgi bulunmamaktadır. Yahudi dini geleneği, Mesih’in gelişinin Tanrı’nın planına bağlı olduğunu ve insanların bu zamanı öngöremeyeceğini belirtir. Talmud, Mesih’in geliş zamanını hesaplamanın yasak olduğunu söyler, çünkü bu olay ilahi bir sırdır (Sanhedrin 97a).

Mesih’in gelişine dair iki temel görüş vardır:

1.    Ahlaki Çöküş: Dünya kötülüğün doruğuna ulaştığında Tanrı, Mesih’i göndererek insanları kurtaracaktır. Bu süreç, “Mesih’in doğum sancıları” olarak adlandırılır ve büyük sıkıntıların ardından geleceği ifade edilir.

2.    Ahlaki Yükseliş: İnsanlar Tanrı’nın emirlerine sadık kalarak ahlaki bir yükseliş sergilediklerinde Mesih gelecektir. Toplumsal tövbe ve Tanrı’ya dönüş, bu süreci hızlandırabilir.

Mesih Hangi Bölgeye Gelecek?

Mesih’in gelişiyle bağlantılı olarak Yahudilikte belirli bir coğrafya ön plana çıkar. Bu coğrafya, Yahudi kutsal metinlerinde İsrail toprakları olarak tanımlanır. Yahudi eskatolojisine göre, Mesih’in gelişi İsrail’de, özellikle Kudüs’te gerçekleşecektir. Kudüs, Mesih’in görevini ifa edeceği ve İsrail halkını bir araya getireceği kutsal merkez olarak kabul edilir.

·       Kudüs ve İsrail: Mesih’in gelişiyle İsrail halkı Kudüs’te toplanacaktır. Kudüs, Yahudilikte Kral Davud’un başkenti ve Mesih’in krallığını kuracağı yer olarak merkezi bir öneme sahiptir. Mesih, Kudüs’te Üçüncü Tapınak’ı inşa edecek ve Tanrı’ya ibadet yeniden tesis edilecektir.

Mesih’in Gelişini Hızlandırmak İçin Yapılması Gerekenler

Yahudiler, Mesih’in gelişini hızlandırmak için çeşitli dini ve ahlaki sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdürler. İşte bu yükümlülüklerden bazıları:

1.    Tanrı’nın Emirlerine Bağlı Kalmak (Mitzvot): Mesih’in gelişini hızlandırmanın en temel yolu, Tanrı’nın emirlerine sadık kalmaktır. Yahudiler, 613 mitzvot’u yerine getirerek Tanrı’nın iradesine uygun bir yaşam sürmelidirler.

2.    Tövbe ve Manevi Arınma: Bireysel ve toplumsal düzeyde yapılan tövbe, Mesih’in gelişini hızlandıran önemli bir adımdır. Talmud’a göre, Yahudi halkının tamamı tövbe ettiğinde Mesih gelecektir (Sanhedrin 97b).

3.    İsrail’e Dönüş (Aliyah): Yahudilerin İsrail topraklarına dönmesi, Mesih’in gelişine hazırlık olarak görülür. Sürgündeki Yahudi halkı, kutsal topraklara dönerek Tanrı’nın vaatlerine uygun bir yaşam sürmelidir.

4.    Birlik ve Ahlaki Yükseliş: Yahudi halkı arasında birlik, sevgi ve dayanışma sağlanmalı, iç çatışmalardan kaçınılmalıdır. Aynı zamanda toplumsal adalet ve ahlaki bir yükseliş de Mesih’in gelişine zemin hazırlayacaktır.

Arz-ı Mevud (Vadedilmiş Topraklar)

Arz-ı Mevud, Yahudilikte Tanrı’nın İbrahim ve soyuna vaat ettiği toprakları ifade eder. Tevrat’ta detaylandırılan bu topraklar, Nil Nehri’nden Fırat Nehri’ne kadar uzanır. Günümüz İsrail, Filistin, Ürdün, Lübnan ve Suriye’nin bazı kısımlarını kapsayan bu bölge, Yahudi halkı için kutsal ve tarihsel bir öneme sahiptir.

Mesih Geldikten Sonra: Mesianik Dönem ve Olam Ha-Ba

Mesih’in gelişiyle birlikte Mesianik Dönem başlayacak, dünya köklü bir manevi ve fiziksel değişim geçirecektir. Bu dönemde adalet, barış ve Tanrı’nın egemenliği yeryüzünde tesis edilecektir. Mesianik Dönemin ardından insanlık Olam Ha-Ba (Gelecek Dünya) dönemine geçecektir. Bu dönemde kötülük ve ölüm sona erecek, Tanrı’nın iradesi dünya üzerinde mutlak olarak hâkim olacaktır.

Yahudilikte, Mesih’in gelişi kıyamet veya dünyanın sonu gibi kavramlarla ilişkilendirilmez. Bunun yerine Mesih’in gelişiyle dünya yenilenecek ve ebedi bir barış dönemi başlayacaktır.

Bu gönderiyi paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir